TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

13 Mayıs 2015 Ulusal Peyzaj Mimarlığı Günü Deklarasyonu

GENEL MERKEZ
13.05.2015 (Son Güncelleme: 15.05.2015 15:30:56)

13 MAYIS 2015
ULUSAL PEYZAJ MİMARLIĞI GÜNÜ
DEKLARASYONU

 

"Yüreğimiz SOMA‘da, İçimiz Buruk, 21. Yılımızı Kutluyoruz"

 


13 MAYIS 1994;


Bundan 21 yıl önce TMMOB Peyzaj Mimarları Odası‘nın kurulmasına karar verildi.

 

13 MAYIS 2014;


1 yıl önce tam bugün 301 Madencimizi Soma`da yitirdik. Türkiye‘nin en büyük iş cinayetiydi. Soma‘da yaşanan bu iş cinayetinin sebebi, her alanda olduğu gibi Maden alanlarımızda da yapılan özelleştirmeler, rödovans sistemi, köleci çalışma sistemi ve örgütsüzleştirme; yani kamu madenciliğinin uzun yıllar boyunca elde edilmiş bilgi ve deneyim birikiminin yok sayıldığı neo-liberal politikalardır. 301 canımızı, yitirilişlerinin yıldönümünde saygıyla anıyor, sorumluların hesap vermelerini, işçi ve iş yeri güvenliğinin sağlanarak hemen her gün yaşanan iş cinayetlerinin sona ermesini istiyoruz.

 

13 MAYIS 2015;


21. yılımızda, 6000 Peyzaj Mimarı meslektaşımız ile birlikte TMMOB Peyzaj Mimarları Odası çatısı altında örgütlenerek; şubelerimiz, temsilciliklerimiz ve günden güne çoğalan üyelerimiz ile gücümüzü daha da artırıyoruz.

 

NEREDEYİZ?


Ülkemizde Peyzaj Mimarlığı mesleği; TMMOB Peyzaj Mimarları Odası`nın kuruluşunun 21. ve Peyzaj Mimarlığı lisans eğitiminin 47. yılında hala tanınmak istenmemektedir. Planlamadan tasarıma, uygulamadan bakıma, korumadan onarıma ve peyzaj yönetimine kadar uzanan geniş yelpazedeki katkısı ve başarısı ispatlanmış bir meslek disiplinin, üstüne üstlük imzacısı olduğumuz Avrupa Peyzaj Sözleşmesi`ne rağmen neden yasa ve yönetmeliklerde halen yer almadığının anlaşılması mümkün değildir.

 

11. Dönem TMMOB Peyzaj Mimarları Odası Yönetim Kurulları olarak bu zorlu şartlara birlikte göğüs germek adına 2015 yılını meslek örgütümüzün ve mesleğimizin "DAYANIŞMA ve MÜCADELE" yılı olarak ilan ettik.

 

NELER YAPILMALI?


 Mesleğimizin ve yasal tanınırlığımızın sağlanması için İmar Kanunu dâhil tüm yasa ve yönetmeliklerde somut adımlar atılmalı, çabalarımız bir an önce karşılık bularak Peyzaj Mimarları kamuda istihdam edilmeli, iş güvenceli istihdamı esas alan, çalışma yaşamını demokratikleştiren düzenlemeler yapılmalı, kadroları verilmeli, taşeronlaştırmaya her alanda ve her anlamda son verilmelidir.

 

 Peyzaj Mimarlığı hizmetleri yeterli mesleki bilgi ve deneyime sahip olan Oda üyelerince verilmeli, bu üyelerin mesleki kurallar ve meslek etiği açısından tam olarak denetlenmesi gerekmektedir. Tüm peyzaj projeleri kamu kurumu niteliğinde olan Odamız tarafından ve kamu yararı açısından mesleki denetime tabi tutulmalı, bu hizmeti veren üyelerin çağdaş teknikleri izleyebilmelerine yönelik sürekli mesleki eğitime tabi tutulabilmelerine imkân sağlanmalıdır.

 

 Ülkemizin eğitim-öğretim politikası; sosyal ve ekonomik sorunlara duyarlı, bilimsel, özgürlüğe sahip insan yetiştirecek anlayışta düzenlenmeli; düşünme, açıklama, tartışma, sorgulama, irdeleme, karar verebilme veya sonuç çıkarma gibi bilim felsefesi ve bilimsel yönetimin içinde olan kavramların yanı sıra, davranış biçimi ve kültür kavramlarını da içermelidir.

 

 Akademiler Odalarıyla sürekli iletişim içerisinde olarak mezuniyet sonrası süreçleri izlemeli,  birçok farklı fakülte altında verilmekte olan Peyzaj Mimarlığı eğitimi bir an önce masaya yatırılarak ülke çapında bir eğitim kurultayı düzenlenmeli ve sonuçları bir an önce hayata geçirilmelidir. Lisans eğitimi meslek içi eğitim programlarıyla sürekli desteklenmelidir.

 

 Planlama, sanayileşme ve kalkınma birbirinden ayrılmaz bir üçlüdür. Bu kavramlar yalnızca sanayideki teknolojik gelişmeler veya üretim sürecindeki gösterge ve katma değer artışları ile tanımlanamaz. Sanayileşme ve kalkınmayı "toplumsal kalkınma" anlayışı içinde, planlı bir yaklaşımla, tarım, çevre, enerji, bilim, teknoloji, istihdam, sağlık, eğitim, gelir, bölüşüm ve tüm diğer alanlara yönelik politikalarla bir bütünlük içinde tanımlanmalıdır.

 

 Devletin anayasal görevi olan sağlıklı, güvenli ve yaşanabilir kentler için; doğal varlıkları, ekolojik, tarihi, kültürel, toplumsal değerleri koruyan, yaşatan, geliştiren bir arazi kullanımı ve yerleşim politikası temelinde bütüncül planlama yaklaşımı benimsenerek baskı altında bulunan bu peyzaj alanlarının korunarak kullanılabilmesi için ülkenin bütüncül peyzaj planı acil olarak hazırlanmalıdır.

 

 Meslek alanlarımız baskı altındadır. Kentsel, kırsal, doğal, kültürel, tarihi, arkeolojik, ormanlık, sulak alanlarımızın, milli parklarımızın, kıyılarımızın, sularımızın, zeytinliklerimizin, binlerce yılın tarihini barındıran Hasankeyf`in, Phaselis`in, Hevsel Bahçelerinin, korularımızın, ağaçlarımızın, meydanlarımızın, kısacası tüm açık ve yeşil alanlarımız ticaret alanlarına ve yapılaşmaya açılmamalıdır. Aksine açık ve yeşil alanlar arttırılmalıdır.

 

 Depremlerden ve diğer bütün doğal ve toplumsal afetlerden korunma yönündeki istemler, en temel insan hakları arasındadır. Daha güvenli, daha sağlıklı ve yaşanabilir bir çevrenin her yurttaş için temel insan hakkı olduğu ana ilke olarak kabul edilmelidir. Ülke topraklarının büyük bir bölümü deprem riski altında olan ülkemizde, deprem öncesi, deprem sırası ve sonrasında yapılacak çalışmalara ilişkin kamu ve toplum yararını temel alan Ulusal Deprem Stratejisi, Türkiye Deprem Master Planı ve Afet Yönetimi Stratejik Planı oluşturulmalı, bu çalışmalar sırasında TMMOB Peyzaj Mimarları Odası ve peyzaj mimarları mutlaka sürecin bileşeni olmalıdır.

 

 Enerji üretiminde ağırlık; yerli, yeni ve yenilenebilir enerji kaynaklarına verilmelidir. Enerji planlamaları, ulusal ve kamusal çıkarların korunmasını ve toplumsal yararın artırılmasını, yurttaşların ucuz, sürekli ve güvenilir enerjiye kolaylıkla erişebilmesini hedeflemelidir.

 

 Unutmamak gerekir ki enerji üretiminde alternatifler geliştirilebilir, ancak tarihi-kültürel ve doğal değerlerimizin alternatifi yoktur. Plansız, çevre ve toplumla uyumsuz projelerden vazgeçilmeli, HES`ler, Nükleer Santraller, rant uğruna Zeugma, Allianoi, Hasankeyf, Munzur ve Fırtına Vadisi‘nde somutlanan bilim dışı uygulamalarla, tarihi kültürel mirasın ve doğal çevrenin tahribine son verilmelidir.  RES‘lerde yer seçimi çok doğru yapılmalıdır.

 

 Engelli yurttaşlarımızın tüm kamusal alanlarda eşit olarak var olabilmeleri için mekânsal tasarım ilkeleri geliştirilmeli ve uygulanmalıdır. Toplumcu bir bakış açısıyla, engelli kentlilere yönelik sosyal hizmet uygulamaları geliştirilmelidir. Belediyelerce hazırlanan proje, uygulama ve hizmetlerde engelliler için pozitif ayrımcılık yapılmalıdır. Projelerde engelli yurttaşlarımız için olması gereken standartlara uyulmalıdır.

 

 Kentleşme ve planlamaya yönelik "kent ve çevre suçu" kavramı geliştirilmeli, yerel yönetimlerin görev ve sorumluluklarını belirleyen yasal düzenlemelerde yer almalıdır.

 

 Yaşanabilir kentler için, birbirinin kopyası halinde niteliksiz, kişiliksiz, kimliksiz kentlerde yaşamamak, yerleşimleri rant temelli "imar" kıskacından kurtarmak için her düzey ve kapsamdaki planlamada, doğal ve kültürel varlıkların "kaynak" ya da "kullanım değeri"nden önce, "varlık değeri" olarak ele alındığı bir yaklaşım benimsenmelidir.

 

 Kentsel dönüşüm projeleri, kültürel, tarihi, yerel ve özgün dokuyu koruma ve halkın çıkarları temelinde kurgulanmalı, rant politikalarına dayalı kentsel dönüşüm projeleri reddedilmelidir.

 

İSTİYORUZ!


 Peyzaj Mimarlarının, bilimi ve tekniği toplum yararına kullanmasını, ülke ve çevre sorunlarına duyarlı, yaşam alanlarının nitelikli bir şekilde biçimlendirilmesinde etkin rol üstlenir hale gelmelerini; doğal ve kültürel varlıkların korunması ve kullanımı konusunda karar mekanizmalarının ayrılmaz parçası haline gelmelerini; doğal, kırsal, kentsel tüm alanların şekillendirilmesinde etkin ve karar verici olmalarını istiyoruz.

 

 Plansızca açılmış ve her yıl 1000‘den fazla öğrenci kabul eden Peyzaj Mimarlığı Bölümlerindeki eğitim kalitesinin arttırılmasını,  kaliteli eğitim veremeyen bölümlerin kapatılmasını, her yıl yeni bir bölüm açılmamasını ve öğrenci kapasitelerinin azaltılarak meslektaşlarımızın nitelikli yetişmesini, eşitlikçi ve parasız bir eğitim sistemi içinde istiyoruz.

 

 Kentlerimizin, hoyratça yapılan plan değişiklikleriyle kaos ortamına sokulmaması, kentlerimizin yanlış kentsel dönüşüm uygulamalarıyla geçmişlerini ve geleceklerini, kaybederek kimliklerinden koparılıp birer rant aracı haline getirilmemesini istiyoruz.

 

 Büyük mücadeleler sonucu kurulmuş Cumhuriyetimizin değerlerinin hızla yok edildiğini üzülerek görüyoruz... Bunlardan biri olan Mustafa Kemal Atatürk‘ün bizlere miras olarak bıraktığı Atatürk Orman Çiftliği`nin vasiyete uygun hale getirilmesini ve tüm kaçak yapıların yıkılmasını istiyoruz.

 

 Peyzaj mimarlığı bilim, ilke ve esaslarının uygulandığı, insanca barınma hakkının ve deprem gerçeğinin gerektirdiği, yapı denetimi, enerji, tarım, orman, su kaynakları ve kentlerin yönetimi gibi alanlarda, mesleki denetim ve bilimsel-teknik kriterler devre dışı bırakılmadan planlamaların yapılmasını, Peyzaj Mimarlığı disiplininin gerekleri olmaksızın planlama kriterleri oluşturulmaması için, Peyzaj Mimarlarının kamuda istihdamının ivedilikle gerçekleştirilmesini istiyoruz.

 

 Peyzaj mimarlığı mesleğinin yasa ve yönetmeliklerde yer almasını, istihdamını engelleyen, peyzaj mimarlığı mesleğini kabul etmeyen, hatta peyzaj projeleri istenmesin de "biz yapalım" diye davalar açan diğer meslek gruplarının ellerini mesleğimizden çekmelerini istiyoruz.

 

 Demokrasinin tüm boyutlarıyla tarihsel olarak kazanılabilmesinin bazı önkoşulları ile emperyalizme bağımlılıktan kopuş arasında bir özdeşlik bulunmaktadır. Emperyalist politikaların ekonomik, toplumsal, politik, kültürel vb. tüm alanlardaki yıkım ve tahribatlarından kurtulmak, emek ve demokrasi güçlerinin tarihsel ve güncel bir hedefi olmalıdır. ABD, AB, Dünya Bankası, IMF, DTÖ vb. emperyalist devlet, birlik ve kuruluşların dayattıkları ekonomik ve sosyal politikalarla üretimi, yatırımı, sanayileşmeyi, bilim ve teknolojiyi saptıran, üretim yerine tüketime yönelterek halkımızı sömüren ve yoksullaştıran, bölgesel eşitsizlikleri sürekli olarak yeniden üreten politikalar reddedilmeli; ülke, kamu yararı ve halk çıkarlarını temel alan bağımsız bir Türkiye hedeflenmelidir. Hukukun işlemesinin bu kadar zor olmadığı, fikirlerimizi korkmadan ifade edebileceğimiz özgür bir Türkiye istiyoruz.

 

 Tüm Peyzaj Mimarı meslektaşlarımızın odalarına üye olmalarını, sizlerle gücümüzün artmasını, hep beraber omuz omuza vererek, birbirimizin ayak izlerini takip ederek dayanışmamızın ve mücadelemizin büyüyerek 2015`in kazanımlarımızın yılı olmasını istiyoruz.

 

MEMLEKET İSTERİM

Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.

Cahit Sıtkı TARANCI

 

SÖZ VERİYORUZ


Odamızın 21. Kuruluş yıldönümü olan 13 Mayıs 2015 Çarşamba günü,  Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk‘ü kabri başında ziyaret ederek 13 Mayıs Ulusal Peyzaj Mimarları Günümüzü kutluyor, kamuda, kendi işyerinde, ücretli ve akademilerde çalışan meslektaşlarımız ve öğrencilerimizle birlikte ülkemizin doğal, kültürel ve tarihi peyzaj varlıklarına sahip çıkacağımızı deklare ederek söz veriyoruz.

 

ODAMIZIN KURULUŞUNUN 21. YILINDA 13 MAYIS ULUSAL PEYZAJ MİMARLIĞI GÜNÜMÜZ KUTLU OLSUN

 

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası

11.Dönem Yönetim Kurulu
 
 

 

Okunma Sayısı 280
Fotoğraf Galerisi