TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Dün 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü’ydü…

GENEL MERKEZ
03.02.2015 (Son Güncelleme: 26.02.2015 10:48:53)


Dün 2 Şubat`tı…


Bilindiği üzere tabiatın korunması konusunda düzenlenmiş ilk uluslararası belgelerden biri olan Ramsar Sözleşmesi`nin imzaya açıldığı 2 Şubat günü Dünya Sulak Alanlar Günü olarak kabul edilmiştir.


Tarih boyunca deltalar, taşkın ovaları, göl ve akarsu kıyıları gibi sulak alanların kenarlarında yerleşen insanlar sazından, balığına ve kuşuna sulak alanların sağladığı imkânlarla büyük medeniyetler kurmuşlardır. Hayatın kaynağı su ve suyun kaynağı sulak alanlar yeryüzünün sadece %3`ünü kapsamasına rağmen çevresel anlamda çok önemlidirler.

 

Küresel gündemin ilk sırasına yerleşen su, tüm canlı sistemler açısından bir varoluş nedeni olmanın ötesinde, artık ekonominin sürdürülebilir temelini oluşturmaktadır. Dünyanın tabii zenginlik müzeleri olan sulak alanlar bulundukları bölgenin su kalitesini yükselten ve fazla miktardaki suyu emip depolayan bir sünger vazifesi görerek su rejimini düzenleyen ekosistemlerdir.

 

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası 2015 Yılı Dünya Sulak Alanlar Günü`nde ülkemizin içinden geçtiği değişim ve dönüşüm sürecinin, su varlıklarımız üzerindeki yatırım ve inşaat programlarında olduğu gerçeğinin altını bir kez daha çizmektedir.

 

Dünya Sulak Alanlar Günü, ülkemizin dönüşümüne ve değişimine neden olan yatırım politikaları ile büyük tehditler altında iken, bugünkü merkezi ve yerel yöneticilerin görmezden geldiği diğer bu konu; plansız kalkınma politikaları ve evrensel yaşamı ipotek altına alan uygulamalardır. Türkiye kentlerinin önemli bir bölümü, yetersiz ve sağlıksız içme suyundan kaynaklanan nedenlerle bir yandan susuzlukla karşı karşıya kalırken, diğer yandan kaçak ve kayıp oranlarının büyüklüğü nedeniyle dünyanın en müsrif ülkeleri arasında yer almaktadır.

 

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası başta flora ve fauna için yaşam alanı olan sulak alanların, biyolojik çeşitliliğin ve ülkenin bu anlamdaki zenginliğinin en önemli kaynağının, hatta ülkemizin geleceğinin en önemli miras alanlarından birinin, sermayenin cenderesine sokularak, yok edildiğini bir kez daha hatırlatmaktadır.


Ülkemizdeki su kaynaklarının azaldığı, önümüzde duran yıllarda kuraklığın hakimiyetine tanıklık edeceğimizi, Anadolu‘daki su rezervlerinin tıpkı Konya`da şimdilerde yaşananlar, her geçen gün yakıcı olarak hissedilecektir.


Yaşananlar tesadüf değil, doğanın belirli parametrelerle bir diyalektik sunduğunun kanıtıdır. 

Su; yaşamdır, medeniyettir, aydınlanmadır, bağımsızlıktır…

Su, gelecek ve onun teminatıdır, teminat mektupları ile değil, doğal ve kültürel parametrelerin bütünlüklü olarak değerlendirilerek, analiz edildiği planlama ve yönetimi ile yarınlara taşınabilir.

 

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
11. Dönem Yönetim Kurulu

 

Okunma Sayısı 62
Fotoğraf Galerisi