TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Doğa Ve Çevre Yine Korumasız Kaldı

GENEL MERKEZ
27.11.2014 (Son Güncelleme: 05.12.2014 10:03:00)

Peyzaj mimarları olarak meslek ahlakı ve ülkemize karşı sorumluluğumuz gereği, doğal ve kültürel değerlerimizi kamu yararı gözettiği iddiasıyla ancak gözetmeksizin talana açan bu yönetmelik değişikliğinin karşısındayız!

25.11.2014 tarihinde Resmi Gazete`de yayımlanarak yürürlüğe giren Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Yönetmeliği ilk yayımlandığı 1993 yılından beri 7 defa ana değişiklik olmak üzere 17 defa değiştirildi. En son 03.10.2013 tarihindeki değişiklikle ÇED muafiyetini 2013-2015 yılına kadar uzatıldı. Şimdi bir takım ayrıcalıklı kişiler için rantın ve talanın önünü tıkayan engelleri kaldırarak çevre koruma amacından çıkmış bir şekilde tekrar değiştirildi. Doğa ve çevre tekrar korumasız kaldı.


Bir vejetasyon döneminin bir yıl olduğu ve ÇED Raporu`nun da bir yıl süreyle hazırlanması gerekirken, her yıl değişen yönetmelikle yapılmak istenenin ÇED değil, rantın önündeki engelleri kaldırmak olduğu anlaşılmaktadır.


Çevre politikalarımızın temeli olan ÇED`in, bu kadar sık değiştirilmesi malumatını her gün yaşadığımız çevre sorunlarına yenilerini ekleyeceği, bunun ise ülkemizde çevre politikalarının, "koruma" anlayışından uzak bir şekilde ele alındığını bir kez daha gözler önüne sermiştir.


Hayat bulması gereken olası bir tesisin etkilerini baştan tespit etmek ve geri dönülemez sonuçlara izin vermeden önlem alınıp, peyzaj onarım planlarının hazırlanması ve değerlendirilmesi süreciyken, baş gösteren "ben istediğimi, istediğim yere yaparım" şeklindeki usulsüz anlayıştır.

EN ÜST MAHKEME OLAN ANAYASA MAHKEMESİ BİLE YOK SAYILIYOR!


ÇED muafiyetlerine ilişkin açılmış olan davalar kazanılmış, hukukun üstünlüğü esasıyla çalışması gereken yasa koyucu irade, 03.07.2014 tarihinde Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilen Geçici 3. Madde 25 Kasım 2014 tarih, 29186 sayılı Resmi Gazete`de yayımlanan yönetmeliğe konarak, adeta hukukun arkasından dolaşılmaya çalışılmıştır.


Yayınlanmış olan ÇED Yönetmeliği`nde ayrıca;
-100 km ve altı demir yolu projeleri ÇED`den muaf tutulmaktadır.
-3.000.000 m3 altındaki dip taramalarında; deniz, göl ve nehir dibinden malzeme çıkartılması ÇED`den muaf tutulmaktadır.
-Akarsu havzaları arasında su aktarımında 100 milyon m3 altı ÇED ‘den muaf tutulmakta, HES projelerine dolaylı muafiyet sağlanmaktadır. Bunun yanı sıra akarsuların yatağı değiştirilerek yapılan HES projelerinde önceden 300.000 m3/yıl olan sınır 100 milyon m3/yıl`a çıkartılmıştır.
-Seramik üretiminin yapıldığı tesislerde uygulama sınırı 100.000 ton`dan 300.000 ton`a çıkartılmaktadır.
-Toplu konut projeleri, hastane projeleri, golf tesisleri, son yıllarda sıkça gündeme gelen AVM ve AVYM`ler, Beyaz eşya boyama tesisleri muafiyet kapsamına alınmaktadır.
-Yer altı suyu çıkartılmasına dair proje sınırı 300.000m3/yıl`dan, 1.000.000 m3 / yıl çıkartılmaktadır.
-Tuz çıkartılması, Orman alanlarının dönüştürülme projeleri, Yer altından geçen demir yolu hatları ve metrolar ÇED`den muaf tutulmaktadır.


YİNE AYNI BAKANLIK!


-Sanayi ve enerji tesislerinin sökümü ve Kentsel dönüşüm alanları ÇED sürecinden muaf tutulmakta, Afet riskindeki alanların dönüştürülmesinde etki değerlendirilmesindeki yöntem Bakanlığa bırakılmaktadır! Bu yapıyla önerilen sistemin özeti şudur: Planı yapan Bakanlık, kentsel dönüşüme karar veren Bakanlık, icraata geçen Bakanlık, kendi faaliyetinde ÇED uygulayıp uygulamayacağına karar veren de yine aynı  Bakanlık!
-Rüzgar enerji santrallerinde (RES) tribün sayısı üzerinden değil, güç üzerinden ÇED sürecine karar verilecektir.


Yukarıda sıralanan maddeler ışığında, yapılmak istenenin rantın peşinde olanların önüne dikensiz gül bahçesi yapmak olduğu gün gibi ortadadır.


Yönetmelikte sektör tekelinde olan alanlara ilişkin ısmarlama yönetmelik anlayışının çevre etki değerlerini yönlendirdiği şeklinde bir algı oluşmakta, kamu yararı öngörülmeyip rantın tekeline su taşındığı kendisini bir kez daha göstermektedir.


Bu politikaların doğal varlıklar üzerinde yarattığı baskı gün geçtikçe artmaya devam ediyor. Yeni yönetmelikle de ÇED sadece yatırımın veya bir faaliyetin gerçekleştirilmesi için gerekli izin alma prosedürlerinden biri olarak görülmekte, yaşam alanları üzerindeki baskı umursanmamaktadır.


Çözüm; insanın ve doğanın sömürüsünün önüne geçecek, her alanda eşitliği, her alanda özgürlüğü sağlayacak yaşamı koruyacak politikaların hayata geçirilmesidir. Peyzaj mimarları olarak meslek ahlakı ve ülkemize karşı sorumluluğumuz gereği, doğal ve kültürel değerlerimizi kamu yararı gözettiği iddiasıyla ancak gözetmeksizin talana açan bu yönetmelik değişikliğinin karşısında olduğumuzu kamuoyuna saygılarımızla arz ederiz.

 

TMMOB Peyzaj Mimarları Odası

Genel Merkez 11. Dönem Yönetim Kurulu

Okunma Sayısı 51