TMMOB Peyzaj Mimarları Odası
TMMOB
Peyzaj Mimarları Odası
UCTEA CHAMBER OF LANDSCAPE ARCHITECTS

Validebağ Korusu’nda Çılgın Projelere Hayır

GENEL MERKEZ
27.10.2014 (Son Güncelleme: 27.10.2014 11:02:36)

Üsküdar Altunizade`de bulunan ve 354.000 m2 alana sahip Validebağ Korusu, İstanbul`un Anadolu yakasının ikinci en büyük yeşil alanıdır. Üsküdar ilçesinde yer alan Validebağ Korusu, Kadıköy ilçesinin Koşuyolu; Üsküdar‘ın Altunizade ve Barbaros mahallelerinin kesiştiği noktada bulunmaktadır. 165-166 pafta, 1313 ada 15 parselde bulunan Maliye Hazinesine ait Validebağ Korusu, T.C. Kültür Bakanlığı İstanbul lll Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu‘nun 16.07.1999 tarihli ve 11088 sayılı kararı ile 1. derece Doğal Sit Alanı olarak ilan edilmiştir.

 

                            

 

 

Validebağ Korusu barındırdığı tescilli binaların yanında, flora ve fauna bakımından İstanbul`un beton yapısı içerisinde hayatta kalabilmiş nadir bir peyzaj parçası ve önemli bir deprem kaçış alanıdır. Alan içerisinde çok sayıda tescilli ağacın yanı sıra tespit edilmiş 116 kuş türünün bulunduğu bilinmektedir. Validebağ Korusu diğer yandan rant odaklarının da iştahını kabartmaya devam etmektedir. Ancak son günlerde yaşanan üzüntü verici olaylar bu tarihi doğal mirasın maruz kaldığı ilk talan girişimi değildir.

 

Geçtiğimiz yıllarda alanda bulunan Av Köşkü`ne ait ahırın restorasyonunun yapıldığı iddia edilerek Koru içerisinde modern bir bina inşa edilmiştir. Bu yapı "İzci Evi" olarak isimlendirilmiş olmasına rağmen lüks bir restoran olarak hizmet vermektedir. Eylül ayında bu yapının yanına kurulması planlanan çadırın zemini için oldukça gereksiz bir şekilde beton dökülmek istenmiş, neyse ki mahalle sakinleri ve doğaseverler tarafından beton kalıpları sökülmüştür. Bunlar yetmezmiş gibi koruluk içerisinde düğünlerin yapıldığı alanda doğal yapıya aykırı olarak döşenmiş mermerlerle ağaçlar kök boğumlarına kadar kapatılarak köklerinin su ve hava alımı engellenmiş, yanlış budamalar yapılarak Koru ağaçlardan arındırılmak istenmiştir.

 

Son olarak ise, 1:5000`lik ve 1:1000`lik imar planlarına göre yeşil alan olarak gözüken ve Validebağ Korusu`nun hemen yanı başındaki otopark olarak kullanılan parsel, Üsküdar Belediyesi`nce yapılan plan değişikliği ile bir gecede dini tesis alanına çevrilmiştir. Unutulmamalıdır ki, İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğü`nün 5 Mart 2002 tarihli ve 12780-2 sayılı kararınca, 1. Derece Doğal Sit Alanı olan alana ilişkin yapılacak 1:5000 ve 1:1000 ölçekli planların Kurulla ve Mahalle sakinleri ile istişare edilerek hazırlanması gerekmektedir. Ancak görülüyor ki ne Koruma Kurulu`nun ne de mahalle sakinlerinin görüşlerine önem verilmemektedir. Diğer yandan, yaklaşık 1000 m2`lik söz konusu parsel dini tesis yapımı için gerekli olan minimum 2500 m2 şartını bile sağlamamaktadır.

 

Dolayısıyla hiçbir yönetmeliğe, imar planına, Koruma Kurulu kararına ve mahkeme kararına uygun olmadığı Üsküdar Belediyesi`nce de bilinen bu inşaat girişiminin amacı oldukça açıktır. Validebağ Korusu`nu yapılaşmaya ve ranta bir adım daha yaklaştırabilmek amacıyla düğmeye basılmış ve halkın dini değerlerini istismar etme üzerinden plan işletilmeye başlanmıştır. Bu plan medya aracılığıyla yürütülen algı yönetimiyle desteklenmiştir. Her türlü yapılaşmaya ve doğa talanına akıl ve sağduyu ile karşı çıkan halkımız dini tesise karşı çıkıyor gibi gösterilmek istenmiş ancak başarılı olunamamıştır.

 

Hukuksuz inşaat girişimleri yargı kararıyla durdurulmuş olmasına rağmen, mahkeme kararının yok sayılabilmesi amacıyla söz konusu alanın parsel numarası değiştirilmiş ve sabahın erken saatlerinde belediye ekiplerince alandaki ağaçların sökümüne başlamıştır. Duruma tepki gösteren mahalle sakinlerine Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen`in talimatıyla önce zabıta ekipleri, akabinde polis sert müdahalelerde bulunmuştur. İstanbul Barosu`na bağlı Avukat Can Atalay ve beraberindeki vatandaşlar gözaltına alınmış, polis aracında darp edilmiştir.

 

Yaşanan olaylar hukuk güvenliğinin kalmadığını, yargı kararlarının keyfi olarak uygulanmadığını, hukukun ayaklar altına alınarak en demokratik hak talebinin dahi baskı, şiddet ve keyfi gözaltılar ile engellendiğini gözler önüne sermiştir.

 

Yargı kararını uygulamayarak suç işleyenleri gözaltına alması gereken kolluk güçlerinin, kararın uygulanmasını isteyen ve protesto hakkını kullanan halka şiddet uygulayarak keyfi gözaltı yapması kabul edilemez.

 

Türkiye‘de açık ve yeşil alanların yapılaşmaya kolayca açılabilecek yapı rezerv alanı olarak görüldüğünü, Validebağ Korusu`nun da birçok kez bu tür girişimlerle karşı karşıya kaldığını biliyoruz. Ülkenin tarihi ve doğal mirasının imara açılarak, sermaye lehine rant amaçlı bir dönüşüm sağlanması ve bu yolda ekolojik değerlerin, hukukun ve halkın yok sayılması kabul edilemez.

 

Validebağ Korusu korunmalıdır, ÇÜNKÜ;

- Validebağ Korusu, İstanbul lll numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu‘nun 16.07.1999 tarihli ve 11088 sayılı kararı ile 1. derece Doğal Sit Alanı olarak ilan edilmiştir,
- Validebağ Korusu, Anadolu yakasının en büyük ikinci ve bölgesinin hemen hemen tek açık ve yeşil alandır,
- Validebağ Korusu, içerisinde çok sayıda tescilli anıt ağaç, tespit edilmiş 116 kuş türü ve birçok böcek türü bulunmaktadır,
- Validebağ Korusu, toplumsal hafıza alanıdır,
- Validebağ Korusu, 17 Ağustos 1999 depreminde yöre halkı tarafından depremde kaçış alanı olarak kullanılmış, insanlar deprem sonrası Validebağ Korusu‘na sığınmışlardır. Yani depremde kaçış ve sığınma alanıdır.

 

Kaçak yapılarla istila edilmiş Atatürk Orman Çiftliği gibi veya son zamanlarda sıklıkla gündeme getirilen Kızılay/Saraçoğlu Mahallesi gibi, Validebağ Korusu`nun da önce bakımsızlaştırılarak çöküntü alanı haline getirilmeye çalışıldığını, yakın bölgelerden başlayan plan değişiklikleri ile parça parça yok edilmek istendiğini açık bir biçimde görüyoruz. Ülkemizde bulunan ve alenen ranta açılmak istenen açık ve yeşil alanlara, doğal ve kültürel değerlerimize yönelik bu saldırılar derhal durdurulmalı, her geçen gün biraz daha zede alan ve itibarsızlaştırılan hukuk yeniden tesis edilmelidir.

 

Yaşadığı kente ve çevreye sahip çıkanlara uygulanan hukuksuz müdahalelere son verilmelidir.

 

Kamuoyunu, tarihi ve doğal mirasına ve geleceğine sahip çıkmaya, Validebağ Korusu`nun takipçisi olmaya çağırıyor, doğa talanına karşı Validebağ Korusu`nda gece gündüz nöbet tutan duyarlı halkımızı saygı ve sevgiyle selamlıyoruz.

 

 

TMMOB Peyzaj Mimarlar Odası
Genel Merkez
11. Dönem Yönetim Kurulu

 

 

Validebağ Korusu`nun Tarihi ve Genel Bilgiler

 

Validebağ Korusu, 200 yıl önce 3. Selim tarafından yaptırılan bir bağ evi inşaatı ile hayat bulmuştur. Tüm alan insan eliyle 200 yıl önce ağaçlandırılırken,  alanın mülkiyeti Sultan Abdulmecid`e geçtikten sonra annesi Bezmialem Valide Sultan`a hediye edilmiştir. Vefatından sonra, Validebağ arazisi Altunizade ailesinin mülkiyetine geçmiş, Altunizade İsmail Zühtü Paşa, 1860 yılında burada bir köşk inşa ettirmiş, bir süre sonrada köşkü Sultan Abdülaziz‘e armağan etmiştir. 1853 yılında, Sultan Abdülaziz kız kardeşlerinden Adile Sultan için saray mimarlarından Nigoğos Balyan‘a koru içinde bir konut yaptırmıştır.

 

Günümüzde Adile Sultan Kasrı olarak anılan bu yapı, öğretmenevi olarak kullanılmaktadır. Yine aynı dönemde Abdülaziz tarafından yaptırılan tarihî bir av köşkü de alan içerisindedir. Ülkenin tarihsel mirası olan Validebağ Korusu, Cumhuriyet Dönemi`nde ise Atatürk tarafından MEB`e devredilmiş ve sonrasında ülkenin Verem Hastalığı ile mücadelesinde önemli bir tedavi merkezi olarak işlev görmüştür. Verem Hastanesi olarak bir süre kullanılan alan, daha sonra Öğretmen Hastanesi olarak hizmet vermiş ve sonrasında ise Öğretmen Evi olarak görev yapmıştır. Alan içerisindeki yapı, şimdilerde ise Validebağ Öğretmenler Huzurevi olarak işlevlendirilmiştir. Rıfat Ilgaz‘ın en önemli eseri "Hababam Sınıfı" da Adile Sultan Kasrı`nda çekilmiştir.

 

Koruda atlas sediri, himalaya sediri, kızılçam, fıstık çamı, sahil çamı ve defneler büyük gruplar hâlinde bulunmaktadır. Adile Sultan Kasrı‘ın çevresinde pavlonya, karaağaç, defne ve saplı meşeler görülmektedir. Korunun geneline meyve ağaçları egemendir. Meyve ağaçlarının çoğunluğunu aşılı armut ağaçları oluşturmakla birlikte, ak ve mor dutlar ile ayvalara da küçük gruplar hâlinde rastlanmaktadır.

 

Daha önce döner sermaye ile bakımlı bir durumda olan Koru, 1980`li yıllarda kaderine terk edilmiştir. 1990`lı yılların sonunda deresi kurutulmuş, çevrede çok sayıda inşaat başlatılmış ve her sene ilkbahar ve sonbaharda Koru`da konaklayan leylekler artık gelmemeye başlamışlardır. Her şeye rağmen doğal güzelliğini ve ekosistem olma özelliğini koruyan Validebağ Korusu gün boyunca, özellikle sabahları spor, yürüyüş ve gezinti amaçlı olarak yoğun bir şekilde kullanılmaktadır. Hızla betonlaşan ve düzensiz büyüyen İstanbul`da şehrin gürültüsünden, kalabalığından ve pis havasından kaçmak isteyenler için bir sığınak işlevini sürdürmektedir. 1999 yılında görüldüğü gibi, depremlerden sonra insanların binlerce çadır kurarak sığındıkları doğal bir toplanma alanıdır.

 

Validebağ Gönüllüleri`nin çabaları sonucunda Validebağ Korusu, 1999 yılında İstanbul III Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu (KK) tarafından I. derece doğal SİT alanı ilan edilmiştir. Ayrıca içindeki tarihi binalar da tescil edilmiştir. Bu kararın anlamı, Koru`da Koruma Kurulu`nun onayı olmaksızın hiçbir faaliyetin yapılamayacağıdır. Validebağ Gönüllüleri`nin yıllar süren çabaları sonucunda Koru`da toplu piknikler ve mangallı piknik yapılması yasaklanmıştır. Koru`da biriken çöpler, kısmen Koru`da faaliyet gösteren kurumların görevlilerince, zaman zaman da gönüllüler tarafından toplanmaktadır.

 

Okunma Sayısı 380